Boyabat Yolculugu
Köyümüz ile Boyabat arası yürüme yolu olarak yaklaşık 20 km dir. Eskiden köylü bazı ihtiyaçlarını görebilmek için Boyabat'a gitmek zorunda kalırdı. Fazla ulaşım vasıtası olmadığından tek kişi veya guruplar halinde yaya olarak Boyabat'a büyük eziyetlerle gidilirdi. Bu yol at veya merkeple dört, yürüyerek ise yaklaşık altı yedi saat sürerdi. Yola, geceleyin saat iki veya üç gibi çıkılır, Mumunlu Çayı, Engilekin Karşısı Çatak (bugünkü barajın olduğu yer) ordan Boyalı Köyü üstünden Kiseköy'den geçilip Bengübelen köyünden güneş doğarken Döme'ye varılırdı. Kuyucuk'tan geçerken mola verilir, su içilir, dinlenip Döme Yokuşu aşılarak Boyabat'a Yağ pazarına inilirdi. Hayvanıyla gelenler hayvanlarını hanlara teslim eder, günlüğüne 25 kuruş öderlerdi.
Boyabat'ta, tuz, gaz, şeker, çay, giyecek gibi temel ihtiyaçlar karşılanır, Nüfus, evlenme, ölüm, doğum, mahkeme askerlik ve hastahane işleri de yine burada görülürdü. Ihtiyacını karşılayacak parası olmayan köylülerimiz beraberinde getirdiği odun, buğday, yumurta vs. satarak aldığı para ile alış-verisini yapardı. Para ihtiyacı fazla olanlar ise gitmeden koyun, keçi veya danasının satıp onun parası ile giderdi.
Alış-veriş bittikten sonra ikindi vakti tekrar köye dönülür aynı zahmetli yollardan geçilerek yatsıdan sonra gece karanlığında köye gelinirdi. Gelişte beraberinde yük de olması yolculuğu daha da eziyetli hale gitirirdi. Boyabat macersı yaz, kış, kar, tipi, karanlık demeden yıllarca sürmüştür.
Boyabat'tan Bazi Görüntüler
Ankara´ya Yolculuk
Ankara'ya Yolculuk: 1935 - 1940 lı yıllarda köyümüzden Ankara'ya gitmek çok zor ve meşakkatli bir yolculuktu. Sabahın erken saatinde kargı istikameti üzere yaya olarak yola çıkılır. Geceleri istikamet üzerindeki köylerde konaklanarak yatılır ormanlık , kötü ve sapa yollardan Kargı - Tosya üzerinden 3 günde Çankırı'ya varılır. Oradan trenlere binilerek Ankara'ya gidilir. Bu yolculuğun müdaimleri olarak Selim Yaşar ve Hüseyin Çatal gibi zevatı sayabiliriz.