Home | Logo Tasarim | Siteyi degerlendir | Paylasim | Köy Üyeligi

Kavukcu Ailesi

Dağtabaklı’nın eski ve köklü ailelerinden olan Kavukcu ailesi yöede „Hülükler" veya 'Kavuklar' olarak tanınmaktadır. İlk bilinen dedemiz Hüseyin Kavukcuoğlu oğlu, Hülük Ali, oğlu Hüseyin Ağa, onun oğullarından Ali Kavukcu ile Mehmet Kavukcu, onların oğulları Ahmet Kavukcu, Hasan Kavukcu ve Mustafa Kavukcu köydeki silsilenin günümüze ulaşan kolunu oluşturmaktadır. Hüseyin dedenin diğer iki oğlu Kuru Yusuf yirmili yaşlarda, Süleyman ise küçük yaşta vefat etmiştir, mezarları ise maalesef belli değildir. Ahmet Kavukcu dedemiz, bölgenin ekonomik şartlarının uygun olmaması nedeniyle asker dönüşü gurbete çalışmaya gider. Önceleri Adana'da, daha sonra da Ankara'da emekli olana kadar uzun yıllar Et ve Balık Kurumunda itfaiyeci olarak calışır. Hem askerde, hem de itfaiyede çavuş olarak çalıştığı için kendine "Ahmet Çavuş" lakabı verilir ve bu isim ile anılmaya başlar.

Ahmet Kavukcu'nun Şehri Kavukcu ile (Hacının Kızı) olan evliliğinden dört kız, iki erkek olmak üzere altı çocukları olur. Kızları halen hepsi evlidir ve Ankara'da ikamet etmektedirler. Erkek çocuklarından Hüseyin Kavukcu uzun yıllar din görevlisi ve Diyanet müftüsü olarak çalıştıktan sonra emekli olup günlerinin büyük bölümünü Dağtabaklı Köyü'nde geçirmektedir. Büyük oğlu Süleyman Kavukcu ise 30 yılı aşkın bir süre Almanya'da çalıştıktan sonra 15.06.1992 yılında Türkiye'ye kesin dönüş yapmış olup, emeklilik günlerinin büyük bölümünü yine Dağtabaklı köyünde geçirmekteydi. Malesef 30.01.2023 yılında hayatını kaybetmiş, Ankara Karşıyaka mezarlığına defnedilmiştir.

Süleyman Kavukcu`nun büyük oğlu yani bu kitabı ve internet sitesini hazırlayan Yusuf Kavukcu‘da halen Almanya'nın Berlin şehrinde ikamet etmektedir. 17.07.1995 yılında Süleyman ve Hüseyin Kavukcu köydeki eski ahşap evi yıktırıp aynı arsa üzerine Bayram Aslan’ın ustalık ve nezaretinde tek katlı bir bina inşaa ettirerek senenin 6 ayı burada ikamet etmektedirler. 15.04.2001 yılında evin ikinci katını da yaptırmışlardır.

1800´lü yılların başından itibaren tesbit edilebilen yazılı belgeler, mezar taşları, yakınlarımızın ifadeleri ve tapu senetlerinden elde ettiğimiz bilgiler ışığında Kavukcu ailesinin şeceresi şöyledir:

İlk tesbit edilen dedemiz 1800 lü yılların hemen başında yaşamış olan Hüseyin Kavukcuoğlu ve eşi Havva Kavukcuoğlu'dur.

Hülük Ali (Kavukcuoğlu) Tesbit edilen ikinci dedemiz olup zamanında düzgün ahlakı ile bilinir, cüsseli, kahraman ve babayiğit biriydi. Eşi Fadime ise 1250 (1834) yılında dünyaya gelmiştir.

Oğlu: Hülük Hüseyin Kavukcu, Köyümüzde 20 sene muhtarlık yaptı. Çok dürüst, saygın ve sözü geçen, kendine fikir danışılan bir kişiliğe sahipti. Yetişkinleri bile azarladığı olurdu. Doğumu 01.07.1869, vefatı ise 01.04.1934 tarihindedir. Eşi Fadime Kavukcu, saf ve temiz bir insandı. Doğumu 01.07.1878, vefatı ise 01.06.1929 tarihindedir. Ali, Mehmet, Lütfiye (Nütfiye), Yusuf (kuru Yusuf) ve Süleyman isminde beş çocuğu olmustur.

Hülüğün Ali Kavukcu
: Hep Dağtabaklı köyünde yaşadı. Hep çiftçilik ile uğraştı. Hiç gurbet hayatı olmadı. Engelli olması nedeniyle askere gidemedi. Misafirperver ve yardımsever biriydi. İnce, uzun ve zayıf yapılı bir kişiydi. Doğum: 01.07.1898, ileri yaşında hastalanınca Ankara'da oğlu Ahmet Kavukcu'nun yanında 04.05.1970 yılında vefat etti. Eşi Keziban Kavukcu 01.07.1901 yılında doğup, 16.06.1958 yılında vefat etmiştir. Ahmet, Hasan ve Havva adında üç tane çocuğu olmuştur.

Burdan itibaren resimlere bakmak için alttaki ilk resmi tıkılayarak devam ediniz.

Burdan itibaren resimlere bakmak için alttaki ilk resmi tıkılayarak devam ediniz.

Ali Kavukcu (Hülüğün Ali) .. Hasan Kavukcu ve Eşi Zaliye Kavukcu ..

Mustafa Kavukcu çift sürerken

Yamalığın Mehmet Kavukcu: 1903 yılında Dağtabaklı Köyü ‘nde doğdu. Ankara Belediyesi’nde ve İstanbul'da Cerrahpaşa Hastanesi‘nde çalıştı. Hayatının geri kalan büyük bölümünü köyde geçirdi. Son zamanlarında felç oldu, 1973 yılında köyde vefat etti. Asabi ama dürüst bir insandı, yapılı ve normal boydaydı. Eşi Güllüzar Kavukcu, 1321 (1905) yılında doğmuş, 03.03.1981 yılında vefat etmiştir. Mustafa, Şahinder, Zeynep ve Meryem adında dört çocuğu olmuştur.

Çocukları:

Ali Kavukcu: Ahmet Kavukcu, Hasan Kavukcu, Havva Kavukcu
Mehmet Kavukcu: Mustafa, Şahinder, Zeynep, Meryem
Ahmet Kavukcu: Süleyman Kavukcu, Hüseyin Kavukcu, Fadime Aslan, Yüksel Tunç, Ünzüle Şenel, Havva Turan
Hasan Kavukcu: Ali Ziya Kavukcu, Sündüs, Kerziban
Mustafa Kavukcu: İlyas Kavukcu, Cevdet Kavukcu, Güllüzar, Fadime
Süleyman Kavukcu: Yusuf Kavukcu, Zeliha, Meryem, Züleyha
Hüseyin Kavukcu: Güngör Kavukcu, Ahmet Kavukcu, Yasemin

Hasan Kavukcu ve Mustafa Kavukcu köyün mezarlığında kaybolmaya yüztutan dedemiz Hülük Hüseyin Kavukcu ve eşi annemiz Fadime Kavukcu'nun mezarının yerini uzun süren aramalardan sonra bulup keşfettiler. Bunun üzerine Ankara'da olan Ahmet Kavukcu mezar taşlarını yaptırıp masraflarını da üstlenerek Hüseyin & Fadime Kavukcu'nun mezarlarını Kozucanın dereden getirdikleri kumla yaptırmıştır. Bu iki mezar köy mezarlığının defnedilen adı ve ölüm tarihleri bilinen en eski mezarlardan biridir.

Kavukcuoglu Soyadi

Osmanli Kavugu

Osmanlı´da kavuk önemli bir yer tutar. Padişahlar, sadrazam ve kazaskerden bütün bürokrat ve avama kadar birçok kesim kavuk takar ve bununda bir anlamı vardır. Fatih Sultan Mehmet’le başlayan kavuk, 2. Mahmut (1842) döneminde fes giyilmeye başlamasından sonra tamamen terkedilmiştir. Şekli ve rengi sınıflara, meslek ve mevkiye göre farklılık gösterir. Kavuğun manası ise, onu taşıyan kişinin kefeninden oluşmasıdır. Uzun bir kumaşın (kefenin) çevrilerek üst üste toplanmasıyla kavuk oluşur. Ölümü sıkça hatırlamak için kefenlerini başlarının üzerinde taşımışlardır.

Devlet erkanı için yapılan kavukların masrafları, verildikleri kişiler “Kavukcu Başı Defteri”ne kaydedilerek oradan takibi yapılır. Kayıt ve takip işini ise “Kavukcu Başı Ağası” yürütür. Osmanlı Sultanı 3. Selim zamanında yaşayan Kavukcu ailesinin bilinen ilk ferdi “Hüseyin Kavukcuoğlu” bu bilgiler ışığında bir ihtimal Kavukcu Başı Defteri tutan ağa veya kavuk yapımıyla uğraşan bir kişi olduğu için kendisine Kavukcuoğlu lakabı, ilerleyen zamanda soyadı olarak verilmiştir.

Kavukcu ailesi fertlerinin Sultan 3. Selim’den (1789) itibaren yaşadıkları Osmanlı sultanları dönemleri son padişak Vahdettin’e kadar (1922) aşağıdaki tabelada gösterilmiştir.

Padişahlar - Dönemleri - Devrinde yaşayan dedelerimiz

Sultan 3. Selim (1789 – 1807)
Hüseyin Kavukcuoğlu
Havva Kavukcuoğlu

Sultan 4. Mustafa (1807 – 1808)
Hüseyin Kavukcuoğlu
Havva Kavukcuoğlu

Sultan 2. Mahmud (1808 – 1839)
Hüseyin Kavukcuoğlu
Hülük Ali Kavukcuoğlu
İbrahim Kavukcuoğlu
Şakir Kavukcuoğlu

Sultan Abdülmecid (1839 – 1861)
Hüseyin Kavukcuoğlu
Hülük Ali Kavukcuoğlu
İbrahim Kavukcuoğlu
Şakir Kavukcuoğlu

Sultan Abdülaziz (1861 – 1876)
Hüseyin Kavukcu
Emin Kavukcu

Sultan 5. Murad (1876 – 1876)
Hüseyin Kavukcu
Emin Kavukcu

Sultan 2. Abdülhamid (1876 – 1909)
Hüseyin Kavukcu
Hülüıün Ali Kavukcu
Emin Kavukcu
Yamalığın Mehmet Kavukcu

Sultan Mehmed Reşad (1909 – 1918)
Hüseyin Kavukcu
Hülüıün Ali Kavukcu
Emin Kavukcu
Yamalığın Mehmet Kavukcu

Sultan Vahdeddin (1918 – 1922)
Hüseyin Kavukcu
Hülüıün Ali Kavukcu
Emin Kavukcu
Yamalığın Mehmet Kavukcu

Kavukcu Ailesinin Geçmişine Bir Yolculuk:

Hülüğün Ali Kavukcu, köyün alt başında yolun altındaki ahşap evinde çocuklarıyla birlikte ölene kadar ikamet etti (1970). Daha sonra oğlu Hasan Kavukcu'nun oturmaya devam ettiği bu ev, 2002 yılında yıkılıp kerestesi, Gövez Köyü'nden evi yanan Hüseyin Özdemir'e satıldı. Kerestesi, Gövez'de yanan evin yeniden yapımında kullanıldı. Hülüğün Ali'nin erkek kardeşi Süleyman Kavukcu‘nun (sarışın olduğu için Sarı Süleyman denirdi) erken yaşta vefat etmesi üzerine eşi Şehri Kavukcu (Hacının Kızı) 28 yaşında Fadime isminde bir çocuğu ile dul kaldı. O zamanlar henüz 13 yaşında olan oğlu Ahmet Kavukcu, dul kalan ve kendisinden 15 yaş büyük ölen amcasının eşiyle evlendirildi.

Fakirlik ve yoksulluğun hüküm sürdüğü o günlerde, Hülügün Ali'nin evinden ayrılan Ahmet Kavukcu, eşi Şehri ve üvey kızı Fadime ile Hülügün Ali'nin evinin hemen sağında, altı dam üst katında iki odası, genişçe bir de sofası olan ve Hacının kızının ölen eşi Sarı Süleyman'dan kalan ahşap eve taşındılar. Çok eziyet ve yokluk gören Ahmet Kavukcu’nun beş çocuğu da bu evde dünyaya geldi. Köydeki yoksul hayattan kurtulmak isteyen Ahmet Kavukcu, Süleyman Karasakal (Dambiş) ve İbrahim Kavukcu ile birlikte önce Adana’ya daha sonra da Ankara’ya çalışmaya gittiler. Gurbetten uzun aralıklarla köye geldiği için Hacının Kızı beş çocuğunu eziyet içinde tek başına büyüttü.Kendine ait bir evi olmasını isteyen Ahmet Kavukcu, onbaşı Selahattin Kavukcu'nun samanlığının yanına veya Eyüp Sevimoğlu'nun evinin alt kısmına yeni bir ev yaptırmayı düşündü. Ancak arsa sahipleri eve gidecek bir yol vermeyince buradan vazgeçmek zorunda kaldı.

Satılmış Dağcı'nın Seyricek Köyünden olan Emine Dağcı ile evleneceği için düğün giderlerini ve başlık parasını çıkarabilmek amacıyla, Kadir Yaşar (Arife'nin Kadir) ile Mustafa Kavukcu'nun evlerinin arasındaki üzerinde samanlık olan 600 metrekarelik harmanı satılığa çıkardı. Bunu haber alan Ahmet Kavukcu, 1956 yılında Adana'dan Mustafa Kavukcu'ya bir miktar para yollayarak bu yeri ev yapmak üzere satın aldı. 1957 yılında Killik Köyü'nden Hamdi ustaya, altı oda, üst katta iki oda, büyük bir sofa, ambar ve sergilik olmak üzere bir buçuk ayda ahşaptan bir ev yaptırdı. Hacının kızı ve beş çocuğu bu eve taşındı.

Bayram Aslan, Kadir Aslan (Hasan Çavuş'un Kadir) ve Hasan Kavukcu, hızarın derede hızar çekerek evin kerestesini hazırladılar. O dönemde Ahmet Kavukcu'nun asker arkadaşı, Boyabat Bahçeköy'lü ormancı Osman Çavuş, tesadüfen köyümüzde ormancı olarak görev yapmaktaydı. Evin yapımı boyunca ormandan her türlü ağacın kesimine izin verdi. Ahmet Kavukcu ve çocukları yeni eve taşınınca, Sarı Süleyman’ın eski evi 1972 yılında yıkılarak kerestesi, yapacağı evde kullanılmak üzere Bayram Aslan'a (Bayrik) satıldı. Yıkılan evin yerine Ali Ziya Kavukcu, 2002 yılında iki katlı bir ev yaparak yaz aylarında burada kalmaya başladı.


Boyabat Ilçe Nüfus Müdürlügü mektubu

Ankara Il Nüfus Müdürlügü

Kavukcu Ailesi birinci koldan Seceresi

Kavukcu Aillesinin ikinci koldan Seceresi