Orman ve Ormanci
Orman
Orman İşletmesi, kesim ve orman işçileri:
Köyümüzün çevresi, Çorum'un Kargı ilçesi, Kastamonu'nun Taşköprü ilçesi ile Boyabat ilçemiz arasında bulunan ve 'Karageriş Ormanları' olarak adlandırılan geniş ve yoğun ormanlık bir alandan oluşmaktadır. Ormanı, diğer köylerden ayıran belirleyici bir doğal sınırın olmadığı gibi, üzerinde tapulu hiçbir orman arazisi bulunmamaktadır ve tamamen devlete aittir. Bu ormanlık alanın kesimi, kontrolü, işletme faaliyetleri ve korunması, Sinop Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Boyabat Orman İşletme Müdürlüğü - Karageriş Orman İşletme Şefliği tarafından yürütülmektedir.
Orman işletmesi, orman işleri ve kesim işlerinde çalışmaları öncelikle o civarda ikamet eden orman köylülerine teklif eder. Eğer o bölgede bu işe kimse talip olmazsa, civardaki kesim bölgesine en yakın köylere bu teklif götürülür veya özel sektöre verilir. Orman işçileri, mart ayından ekim-kasım aylarına kadar orman işletmesinin sözleşmeli mevsimlik işçileri olarak ormanda çalışırlardı. Kasım ve şubat ayları arasında kış olduğu için işlerine ara verirlerdi.
Ormanda belirli aralıklarla büyük çapta kesim işlemleri yapılmaktadır. Kesilecek ağaçların miktarı, on yılda bir hazırlanan ve Ankara tarafından onaylanan planlar çerçevesinde belirlenir. Şefliğin tespit ettiği ağaçlar (yaşlı, hasta, fena şekilli, kesime olgun veya sıkışık olanlar), köylü işçilerinin kendi mülkiyetinde olan benzin motorlu testerelerle kesilir, devrilir, dalları budanır, kabukları soyularak tomruk haline getirilirdi. Hazırlanan tomruklar, büyük zorluklarla traktörlere veya büyük tonajlı kamyonlara yüklenirdi. Tomruk yüklü araçlar, Engilekin Köyü üzerinden, çok virajlı ve dik toprak döme yolundan aşağı, tehlikeli bir yolculukla Boyabat'a indirilirdi. Boyabat sanayi yolu üzerinde Yörük Köyü yoluna sapılarak, oradaki Orman Emval Deposu'na götürülür ve boşaltılırdı. Kesim ve seyreltme yapılan orman alanları, tel örgüyle çevrilerek koruma altına alınır ve yeniden ağaçlandırılırdı.
Kesim zamanında köyümüzün orman işçilerinin yanında, Orman İşletme Şefi veya Orman Bölge Müdürü bulunur ve onların belirlemesiyle, onların kontrol ve denetiminde kesim işlemleri yapılır. İşçiler kesimlerini genellikle Still veya Husqvarna markalarının 45 ile 70 cc gücündeki testerelerle yapmışlardır. Bu ağır ve kullanımı zor testereler, çalışanların fiziksel olarak yorulmasına ve sağlık sorunları yaşamasına neden olmuştur. Kesilecek ağaçların damgalanması, ulaşım için kompresör veya dinamit kullanarak yol açmak, açık olan yolları temizlemek, kesilen ağaçları yol kenarına taşımak ve üst üste yığmak, orman işçilerinin görevleri arasında yer alırdı.
1968-1970 yıllarından itibaren köyümüzden birçok kişi, Boyabat Orman İşletme Şefliği bünyesinde Karageriş ormanlarında çalışmaya başlamıştır. Burada uzun yıllar kadrolu orman işçisi olarak çalıştıktan sonra emekli olanlar arasında Kazım Aslan, Mustafa Kavukcu, Selahattin Kavukcu ve 2002 yılında emekli olan son işçi Hüseyin Aslan (Hamüllü) bulunmaktadır. . Bunun yanı sıra kesilen ağaçların metreküp hacmine göre de ücret alınmış, günlük kazançları o zananları elli liraya kadar çıkmıştır.
Ormanda en son çalışan Hüseyin Aslan ve Kazım Aslan’dan sonra, 2004 yılından itibaren köyümüzde ormanda çalışacak kimse kalmadı. Böylece köyümüzde orman işçiliği geleneği sona erdi. Bunun üzerine Orman Şefliği işçi ihtiyacını Gövez Köyü’nden karşıladı. Orman Bölge Müdürlüğü, Orman İşletme Şefliği, Orman Muhafaza Memurluğu (Ormancı) ve kadrolu Orman İşçileri olarak hiyerarşik bir yapıya sahip olan bu kurumda, köyümüzün orman işçileri en alt kademede yer almıştır.
Köylünün ormandan ağaç kesmesi yasak olup ağır cezai müeyyidesi vardır. Bu sebeple köyde ahşap bir ev veya samanlık yapılmak istendiğinde Boyabat Orman İşletmesi'ne kereste odunu için müracaat edilirdi. Bunun üzerine işletme, o kişiye on iki metreküpe kadar ağaç kesmesine müsaade ederdi. Köyümüzde ısınmak için kömür kullanılmadığından odun ihtiyacı tamamen ormandan karşılanmaktaydı. Bu amaçla yakacak odun ihtiyacı, yılda bir defa müsaade edilen eylül, ekim ve kasım aylarında 15 gün içerisinde, Orman İşletmesinin gözetimi altında, kurumuş ve hastalıklı ağaçların kesimi ile elde edilirdi. Yine, hazır kesilmiş odunlardan köylüye yakacak odunu metreküp (ster) hesabı ile satılırdı.
Köyümüz Orman Isimleri
Körsemen | Ortanca Boğaldüğü | Boyalı Yaylası |
Çalpınar Gediği | Kuzgun Seyiri | Karageriş |
Eynek | Kızıltepe | Kisecik |
Kuruluk | Eslikbaşı | Babatepesi |
Lebidamı | Gökyer | Kaşharman |
Ormanimizda Yasayan Hayvanlar
- Geyik, Elik, Ayi, Keklik
- Yaban Domuzu, Tavsan
- Tilki, Sansar, Karaca, Kurt
- Sincap, Porsuk, Yilan
Köyümüzün Orman Örtüsü
Çam | Kızılçam | karaçam |
Sarıçam | Ardıç | Ahlat (Yaban Armudu) |
Meşe | Kızılmeşe | Karameşe |
Gürgen | Karagürgen | Akgürgen |
Kayın | Köknar | Kızılcık (Kiren) |
Akmeşe | Böğürtlen | Ahududu, Kekik |
Ormanci Evi
Ormancıların ikamet edebilmesi için 1952 yılında köyün başına Orman Bakanlığı bir ormancı evi yapılmasına karar verdi ve yapılan ihaleyi Yiğren Köyü‘nden Ali Ziya isimli müteahhit kazandı. Orman dairesinden gelen projeye göre temel atılarak inşaat başladı. Fakat mühendisler atılan temeli beğenmeyip söktürerek yeniden yaptırdılar. İki oda şeklinde inşa edilen orman evi, kalın direkler ve kalaslar boyuna ve enine dikilerek araları kerpiç ve ateş tuğlası örülerek bitirildi.
Su kıtlığı çekildiği için inşaata kağnı arabaları ile su guğlek'den çekilerek getirildi. Köylü, bir kağnı suyu 70 kuruş karşılığında taşıyarak çalıştılar. Dışı sıvanarak boyanmış olan ormanci evi uzun yıllar köyümüzde kalan ormancıların ikametgahı olmuştur. Şu an ise malesef yarı harabe bir halde dış duvar sıvaları dökülmüş, iç döşemeleri ve pencereleri kırılmış bakımsız bir durumdadır. Aslında geçmişe sahip çıkma adına ormancı evi tamir ve restore edilip, misafirhane şeklinde dizayn edilerek köyümüzün hizmetine sunulabilir. B
Ormanci (Orman Muhafaza Memuru)
1952 yılından itibaren Kargi ile Boyabat arasında geniş bir alana yayılmış Karageriş ormanlarını koruma ve kollama görevini yürüten ormancılar, köyümüzde orman evinde, köylünün özellikle Bayram Aslan'ın evinde ikamet ederek icraatlarını yaklaşık 40 sene buradan yapmışlardır. Köyümüzün böyle önemli bir işe mekan seçilmesi bizler için onur kaynağı olmuştur.
Boyabat Orman Müdürlüğü'nün atadığı ormancılar birer veya ikişer kişilik ekipler halinde görev yaptılar. Yeşil resmi elbise giyer, şapka takarlardı. Yaya veya atlı olarak ormanları gezer, gözetler, kaçak kesimleri, orman ününlerini, yabani av hayvanlarını korurdu. Izinsiz kaçak ağaç kesenleri yakalar zabıt tutup "Boyabat Orman Mahkemesi" ne suç duyurusunda bulunurdu. Görev alanları komple Karageriş ormanlarından oluşmaktaydı. 30 yıl gibi uzun süre yanısıra kısa devre çalışan birçok ormancı bölgemizde görev yapmıştır. Iş başına gelen ilk Ormancı Fahri Çaglar'dır. Son ormancılar ise Hüseyin Ören ve Sevket Çengel'dır. Ormancıların görevi 1992 yılında sona ermiştir.
Orman işletmesi 1980 yılından itibaren ormancılara yardımcı olmaları için "Orman Işçileri" istihdam etti. Bunlar ormanda yangın gözetleme, ağaç damgalama, kesme, ölçme, orman temizliği, orman için tel çekme ve fidanlama işi ile uğraştılar. Bu işçiler 18 kişiye kadar çıkıp mevsimlik çalışır, yazın görev yapıp kışın evde kalırlardı.
Ormancıların görevini 5 kişiden oluşan "Orman Işçileri Timi" üslendi. 2007 yılına kadar görevde kalan Orman işçileri ağırlıklı olarak yangın gözetleme ve orman kesim işlerini yine köyümüzden yürütmüşlerdir.
Orman Evi
Orman Isletmesi
İşletme Şefliği, aynı zamanda eskiden ormancı ve orman muhafaza memurlarının yaptığı ormanı koruma ve kollama görevlerini de üstlenmiştir. Orman memmurları, orman işletmesine ait özel araçlarla orman bölgesini rutin olarak dolaşırlar, kaçak kesim yapanları, ormana zarar verenleri takip eder, yakalar ve haklarında tutanak tutarlar, yangın durumunda ise müdühüle ederler.
Karageriş Orman İşletme Şefliği‘nin görevleri:
1) Yapılan planlar esas alınarak ağaç seçmek ve damgalamak.
2) Teknik esaslara göre ağaç kesmek, böldürtmek, taşıma ve istif işlerini yaptırmak.
3) Dikili ağaç ve yuvarlak odun ölçü tutanağı hazırlamak. Orman yollarının planlanması ve alt yapıların yapımı, tamir ve bakımını yaptırmak.
4) Ormanların geliştirilmesini sağlamak. Usulsüz ve kanunsuz kesimlere, tabii afetlere, yangınlara, muhtelif zararlılara karşı korunmasını ve gerekli kontrolleri yapmak. Suçlular hakkında kanuni tahkikat yaptırmak.
5) İyi vasıflı koru ve baltalık ormanlarında gençleştirme ve bakım çalışmaları yapmak, yeni ormanlar kurmak.
6) Bozuk vasıflı ormanları daha verimli orman haline getirmek. Mevcut ormanlarımızdan rasyonel bir şekilde faydalanmayı sağlamak. Orman köylülerine ormanda çalışabilecek iş istihdamı oluşturmak, yakacak odun temin etmek.
Orman arazisi, yıllarca dökülen yaprak ve çam pürlerinin oluşturduğu birkaç santimetre kalınlığında zengin ve bereketli bir humus tabakasına sahiptir. Bu sebeple, kesim sonrası seyrelen birçok ormanlık arazide çam ve meşe ağaçları fidan dikmeye gerek kalmadan kendiliğinden yeniden yetişmektedir.
2017 yili Kesim
Ormanci Hüseyin Ören'in Hatiralari
Ben Hüseyin Ören, 01.01.1957 Karabük ili Yenice kazası doğumluyum. Şu an Bartın ilinde ikamet etmekteyim.
Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Boyabat Orman İşletme Müdürlüğü Karageriş Orman İşletme Şefliği'nin sınırları içerisinde kalan Dağtabaklı Köyü'nde orman işletmesine ait ormancı evinde ikamet ettim. Kaldığım 1985-1990 yılları arasında orman muhafaza me-muru olarak görev yaptım. Görevim esnasında Dağtabaklı Köyü halkı ile iç içe yaşayarak ormanların korunmasına, kesim sürütme işlerini beraberce yürüttük. O dönemlerde köy muhtarı rahmetli Kazım Aslan’a şükran borçluyum. Hatta köy sakinlerinde,n Mustafa Kavukcu , "onbaşı" namıyla anılan Selahattin Kavukcu ve Raşit Sevimoğlu, bana orman konusunda çok yardımcı oldular.
1985 senesinde göreve ilk başladığım zamanlarda köyde su yoktu. DSI’ nin çeşmesine gider omuz ağacıyla bakraçlarla eve su taşırdık. Köylüler tarlalara ekin biçmeye gittikleri zaman ben de onlara yardıma giderdim. Köylülerin ellerindeki tırpan denilen malzeme ile ekin biçmeye yardımcı olmaya çalışırdım. Köylü ise bana: "aman ormancı! Sen bu işten anlamıyorsun. Ekin biçerken tırpanı taşa vurursun." derlerdi.
1987 yılında eşim üçüncü çocuğumuza hamileydi. Köyde doğum için şartlar çok kısıtlıydı. Eşim her an doğum yapabilirdi. Orman İşletme arabası, eşimi Boyabat’a hastaneye ulaştırmak için köy içinde beklemişti. Buna rağmen doğum orman evinde gerçekleşti. Hüseyin Aslan 'ın eşi "katıhamur" lakaplı Satı Aslan ablamız doğuma yardımcı olmuş sonra kapıya çıkmıştı. Ben de "kız mı erkek mi?"diye sordum. Abla bana yüzünü ekşiterek " bu da kız oldu " diye söylemişti. Bu, seneler geçmesine rağmen unutamadığım bir anıdır
O yıllar da köyde hayvancılık çok olduğundan pire de çok olurdu. Rahmetli annem ve babam ilk kez bizlerin ziyaretine gelmişti. Burada "kamyonlarla pire vardır." derdi. 35 sene sonra bu yıl (Temmuz 2022) kızım çok ısrar ettiği için doğduğu toprakları görmeye, Dağtabaklı Köyüne gittik. Kızım doğduğu evi gördüğünde duygulanarak ağladı. Ben de bir orman teşkilat emeklisi olarak ormancı evini yıkılmaya yüz tutmuş harabe bir halde görünce içim sızladı ve çok üzüldüm. Dagtabaklı Köyü'ne vardığımda, zamanında hoş sohbetimiz olan birçok kişinin vefat ettiğini teessürle öğrendim. Sağ olan Mustafa Kavukcu ve eşi Elif Teyze ayrıca Ali Rıza Kavukcu’ya çok teşekkür ederim. Bizlerle çok ilgilendiler.
Ormancı olarak görev yaptığımız zamanlar ormanları at ile değil, günlük en az 10 km civarında yaya olarak yürür teftiş ederdik. Ormanda suç işleyen veya kaçak kesim yapan kişileri yakalar, hakkında suç tutanağı tanzim ederdik. Suç tutanağı ilgili orman şefliğine verilir oradan evraklar ilgili işletme müdürlüğüne gönderilir. Ordan dava servisi kanalı ile Cumhuriyet Savcılığı'na intikal eder, ondan sonra hakime ulaşır, suçlu hakkında karar verilirdi. Dağtabaklı Köyü'nde tek ormancı olarak kaldım. Teftişlere çoğu zaman yalnız çıktım. Çoğu üretim işleri dahil diğer yöre omancıları geldiği zaman ormanları toplu olarak dolaşırdık. Ormandan bırakın sadece bir ağaç kesmeyi, derenin içindeki taşı kaldırıp götürmenin dahi suç sayıldığı bir kamu düzeni içinde görev yaptık.
Resmi uniforma olarak yeşil renkete takım elbise, başımıza; üzerinde metalden iki meşe yaprağı ve iki meşe palamutu amblemi olan olan büyükçe bir şapka giyerdik. Sağ göğsümüzün üzerinde isim ve sicil numaramızın yazılı olduğu bir şilt asılı, metal düğmeli uzunca bir ceket, gömlek ve kıravat, ayaklarımızda ise çizme olurdu. Köylüler bizlere yaptığımız görevden dolayı büyük saygı duyar, hürmet eder ve temkinli olurlardı.
Köylüye yakacak odun alma imkanı verilir, fiyatlar her yıl orman genel müdürlüğünce tespit edilirdi.Tekrar geçmişe dönersek, kış aylarında ulaşım zor olduğu için traktör ile Boyabat’a pazara alış-verişe gidildiğinde en az beş çuval un alınır, diğer kumanyalar fazlaca tedarik edilerek eve konurdu. Pazara gidemediğimiz aylar olurdu. Hey gidi günler! Buna rağmen o günler yinede aranıyor.